Yaşam doyumu nedir?

|

nilufertutuncu

Yaşam doyumu, kişinin o anda yaşadığı doyum, gelecek ve geçmişte yaşanılmış doyum, yaşamı değiştirme isteği ve hayatı hakkındaki düşüncelerini içermektedir. (Meral, s.49)

Yaşam doyumu, insan mutluluğunun bilişsel yönünü de temsil eder. Bir diğer anlatımda sosyal ilişkiler, fiziksel iyi oluş, iş yaşamı, maddi kazanç gibi bağlamlarda bireyin kendi yaşamını değerlendirmesidir. Yaşam doyumunun belirleyicileri fiziksel, sosyal, duygusal, zihinsel, psikolojik sağlık, işlevsel ve etkili iletişim kurma becerisi, sosyal ilişkileri başlatabilme ve sürdürebilmeyle saptanmıştır. Ayrıca yaşam doyumu toplumdaki yaşam kalitesinin de belirleyicisi olarak görülmektedir. Yapılan bir araştırmada yaşam doyumunun Psikolojik sağlığın ve fiziksel sağlığın sürdürülmesinde sahip olunan sosyal ilişki derecesi ile ilişkili olduğuna rastlanmıştır. Mutluluk kavramı ise maddiyata daha az dayanan ve bu anlamda ayakları daha az yere basan bir kavramdır. Her zaman bir amaca, ulaşılması beklenen belli şeylere bağlı olarak tanımlanmıştır. (Dikmen, ss.115-140).

Bu çalışmada mutluluk, öznel iyi olma ve yaşam doyumu kavramlarının birbirine yakın kavramlar olduğu ve bu kelimeler kullanılırken kastedilenin bireyin yaşamdan aldığı doyum olduğu değerlendirilerek yaşam doyumu kavramı kullanılacaktır

Yaşam doyumu ile ilgili kuramlar

Yaşam doyumuyla ilgili altı yaklaşım söz konusudur. Bu yaklaşımlar teker teker: aktivite kuramı, yargı kuramı, belli bir noktaya erişme kuramı, tavandan- tabana ve tabandan-tavana kuramı, hav ve acı kuramı, bağ kuramı olarak sıralanabilir ve bu yaklaşımlar aşağıda kısaca açıklanmıştır.

Aktivite kuramı

En önemli aktivite kuramcılarından biri, Aristo’dur ve Milattan 350 yıl önce şöyle demiştir: “Biz sürekli yaptığımız şey neysek oyuz, bu yüzden mükemmellik bir şans değil, tutumdur.” İnsan doğumundan itibaren her şeyi öğrendiği gibi mutluluğu da öğrenir, öğrendiklerini uygular ve bunu davranış haline getirerek mutlu olabilir ve mutluluk başarılı aktivitelerle elde edilebilir. Zor aktiviteler ise bireyin kaygılı olmasına neden olabilir. Birey ilgilendiği aktiviteleri yetenek alanlarına, becerilerine ve bilgilerine uygun seçtiğinde aktiviteler hedeflendiği amaca uygun tamamlandığı zaman mutlu olacaktır aksi halde olumsuz duygular açığa çıkacaktır. Mutluluk, bir yaşam ustalığıdır. Yaşamda ustalaşanlar yaşadıkları hayattan mutluluk çıkarmayı bilenler veya o hayatı değiştirecek cesareti bulanlardır. Ancak kişi kendini usta yapabilir. Aktivite kuramcılarına göre mutluluk, davranışlardan kaynaklanmaktadır. (Yetim, 2001 ss. 7-8)

Yargı kuramı

Bireyler yaşam doyumu için bilinçli ya da bilinçsiz bir amaç güderler. Bu amaca göre birey elde ettikleri ile amaçları arasında uyumsuzluk yaşayabilir ve bu uyumsuzluğu inceleyen yargı kuramı yaşam doyumu içerisinde incelenmesi en popüler kuramlar arasında yer almaktadır. Birey bilinçli, bilinçsiz olarak amacı yüksek olursa mutluluğun önünde de engel olmuş olur. Yargı kuramında standartlar önem taşır. Birey başkalarından daha iyi konumda olduğunu hissettiğinde kendisini daha iyi hisseder ve doyuma ulaşır. (Yetim, 2001 ss.24-30)

Bu kuramda ölçülü ile gerçek olağan durum kıyaslanır. Eğer olağan durumlar ölçülülere yaklaşırsa yaşam doyumu seviyesi yükselir. Bireyin kendisi için kullandığı ölçü mühimdir. Sosyal kıyaslarda kişi kıyas yaptığı bireyden kendini daha iyi hissederse doyum oluşacaktır. Doyum göz önünde bulundurulunca doyum için kıyaslamalar bilinçli olarak yapılabilir. Duygular göz önünde bulundurulduğunda ise ölçülü kıyas olayı bilinçsiz ya da bilinçdışı olarak yapılabilir. Bu kuram hangi olayın olumlu/olumsuz olduğunu belirlemekle birlikte olayın kişinde ortaya çıkaracağı duyguyu da öngörebilmektedir. (Diener, 1984 s.566)

Belli bir noktaya erişme kuramı

Bu Kuram Wilson (1967) tarafından ortaya atılmıştır. Kuramsal çerçevesinde “ihtiyaçların doyurulmasının mutluluğa ve doyuma neden olduğu, bunun karşıtı durumların ise mutsuzluk yarattığı” görüşü vardır. Bir başka deyişle iyi olma durumu, mutluluk ve yaşam doyumu seviyesinin yüksekliği ile yaşam amaçı ve yaşam gereksinimlerin karşılanmasına bağlıdır (Wilson, 1967 s.302)

Tabandan-tavana ve tavandan-tabana kuramı

avandan-tabana ve tabandan-tavana kuramına göre mutluluk evrensel özelliklere sahiptir. Dolayısı ile bireyin olaylara gösterdiği tepkiyi de etkilemektedir. Yaşanan bir olaya hoşgörü ile bakıldığında olayların oluşum sürecinde de hoşgörü beklenmektedir. Bu kuramda mutluluğun temel noktası tutumdur. Mutlu bir yaşam mutlu yaşantıların, mutlu anların birikiminin tamamı ile açıklanmaktadır. (Yetim, 2001 ss.7-8) Mpofu (1999), tavandan-tabana kuramında kişiliğin ön plana çıkan bir belirleyici olduğunu belirtirken tabandan-tavana kuramında farklı olarak maddi güçlükler gibi önemli yaşam koşullarına dikkat çekmiştir. Bu kurama göre kişi yaşamında mutlu olduğu ve olmadığı anlara bakmaktadır ve genel anlamda bu dönemlerin değerlendirmesini yapmaktadır. Mutlu yaşam mutlu anların bir araya gelmesi ile oluşur. kişi bunu görebilirse hayattan keyif alır ve tersi geçerli değildir. Birey kendi kişisel özellikleriyle olaylara yaklaşır ve olaylara iyimser olarak bakarsa bakış açısı sayesinde dayanıklılığı, yaşam doyum düzeyi yükselir. (Tolor, 1978; Diener, 1984 s.565).

Haz ve acı kuramı

Haz almak Türk Dil Kurumu tanımına göre hoşlanmak, keyif almak anlamına gelmektedir. (erişim tarihi: 24.03.2019) Haz ve acı kuramında birey eğer ihtiyaç ve amaçları tam anlamıyla doyurulmuşsa en büyük mutluluğa ulaşacağı düşünülür. Hoşa giden kaynakları arttıkça acının da kaynakları artacaktır. Bu kaynaklara alışmanın mutluluğu yaratmayacağı kaybın da mutsuzluğun olacağı belirtilmektedir. (Diener, 1984 .s563)

Bağ kuramı

Türk Dil Kurumu tarafından mutluluk “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet, bahtiyarlık, saadetlilik” olarak tanımlanıyorken (erişim tarihi: 24.03.2019) Bilişsel yaklaşıma göre mutluluk hissedildiği andan itibaren belleğimizde ağ oluşturmaktadır. Bağ kuramları bilişsel yüklemelerde bulunma, koşullanma, bellek ve bilgi işleme süreçleri üzerine geliştirilen birden fazla kuramı içinde barındıran genel bir yaklaşımı tanımlar. Pozitif bağlara ilişkin güçlü bir zihinsel ağ oluşturmuş ve alışkanlık gereği pozitif biçimlerde tepkide bulunmayı öğrenmiş insanlardır. Kişiler kendilerini ilgilendiren durumlara karşı özel algıları bulunmaktadır. Olumlu yaklaşımlar iç bilişsel öğelere yüklendiğinde mutluluk daha fazla hissedilmektedir. (aktaran Akçadağ, 2018 s.29)

Referanslar

Meral, D. (2017). Orta öğretim öğrencilerinde akıllı telefon bağımlılığının yalnızlık, yaşam doyumu ve bazı kişisel özellikler bakımından incelenmesi. Erzincan Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı, 49.


Dikmen, A.A., (1995). İş doyumu ve yaşam Doyumu ilişkisi, “Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi”, 50(3-4) 
Haziran-Aralık, ss.115-140.

Yetim, Ü.(2001). Toplumdan bireye mutluluk resimleri, İstanbul: Bağlam Yayıncılık, 7-30

Diener, E. (1984). Subjective Well-Being, Psychological Bulletin, 95, s.566

Wilson, W. (1967). Correlates of Avowed Happiness, Psychological Bulletin, 67, 302.

Şahin (2008) 53; aktaran Akçadağ, 2018, s.29

Yorum yapın